Ana Sayfa » Yayın Arşivi » Türk Otorinolarengoloji XXXV. Ulusal Kongre Özetleri » 2013 » CCR 2, CCR 5, IL-13 Genlerinin Alerjik Rinit Etyopatogenezinde Rolleri
 

CCR 2, CCR 5, IL-13 Genlerinin Alerjik Rinit Etyopatogenezinde Rolleri

Yüksel A., Ark N., Kurtaran H., Uğur Ş. K., Özboduroğlu A. A., Gündüz M.

AMAÇ:Allerjik rinit, allerjenle temas sonucunda nazal membranların IgE ilişkili inflamasyonu ile ortaya çıkan, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, hapşırık ve burun kaşıntısı gibi semptomların eşlik ettiği klinik bir hastalıktır. Allerjik rinit mortalitesi olmayan ancak yaşam kalitesini azaltıp ciddi ekonomik ve sosyal zararlar veren, üretkenliği azaltan, aktiviteyi kısıtlayan ve diğer allerjik hastalıkların gelişimini predispoze eden klinik bir tablo olup günümüzde prevalansı her geçen yıl artmaktadır. Morbiditeyi negatif etkilemekte, iş gücü kaybına ve medikal tedavi için yüksek maliyete ve okul performansının düşmesine sebep olmaktadır. Allerjik rinit dünyada büyüyen bir sağlık ve sosyal problemdir ve kronik rinitin en yaygın tipidir. Son veriler bu hastalığın erişkinlerin %10-30’unu ve çocukların %40’ından fazlasını etkilediğini göstermektedir. Allerjik rinit prevalansı her geçen gün artmaktadır Bu nedenle allerjik rinit etyolojisinin aydınlatılması, hastalığın erken tanı ve tedavisi amacıyla çalışmalar yoğun bir şekilde devam etmektedir. Etyopatogenezde çevresel ve genetik faktörlerin rol oynadığı bilinmekle birlikte, son çalışmalarla genetik faktörlerin önemi gösterilmeye başlanmıştır. Çalışma alerjik riniti olan hastalarda genetik yatkınlığı tespit etmek ve alerjik riniti olan kişilerde IL-13, ve inflamasyonda rolü olduğu düşünülen kemokin reseptörleri olan CCR-2 ve CCR-5 gen polimorfizmi olup olmadığını araştırmak üzere planlandı. YÖNTEM-GEREÇLER:2011-2013 yılları arasında Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Göğüs Hastalıkları ve Allerji Bilim Dalı Polikliniği’ne ba şvuran yaşları 5-53 arasında değişen 52 allerjik rinitli ve 58 sağlıklı toplam 110 kişi bu çalışmaya dahil edildi. Hastaların şikayetleri anket ile değerlendirilip burun muayeneleri anterior rinoskopi ve nazal endoskopi yardımı ile yapıldı. Hastalara allerjik rinit tanısı öykü ve fizik inceleme bulguları ile konuldu. Tüm katılımcılardan iki adet EDTA’lı tüpe kan alınarak, alınan kan örneklerinden DNA izolasyonu yapıldı. Allerjik rinit etyopatogenezindeki rollerini araştırmak amacıyla CCR 2, CCR 5 ve IL-13 genlerinin gen polimorfizmlerine bakıldı. BULGULAR:CCR 5 geni ile allerjik rinit ilişkisinde kontrol ve vaka grubu arasında anlamlı istatistiksel fark saptanmadı. CCR 2 geni için AG genotipi taşıyanlar risk grubu olarak ispatlanırken GG genotipi taşıyanlar allerjik rinit için koruyucu grup olarak saptandı. IL-13 için ise GG genotipi taşıyanlar risk grubu olarak bulunurken, AG genotipi olanlar ise koruyucu olarak tespit edildi. SONUÇ:Allerjik rinit multifaktöriyel poligenik kalıtımı olan bir hastalık olup yapılan bu çalışmalar sonucunda gen polimorfizmi belirlenirse çocuk yaşta alerjik rinit yatkınlığı tespit edilip immunoterapi yapılarak hem hastalığın ilerlemesi hem de astım gibi ek alerjik hastalıkların ortaya çıkması engellenebilir. İleride gen terapilerine ışık tutabilir. Allerjik rinitle diğer hastalıkların beraber görülme olasılıkları ispatlanabilir.

Türk Otorinolarengoloji XXXV. Ulusal Kongre Özetleri SS-343

Kullanım Şartları
 LookUs & Online Makale