Ana Sayfa » Yayın Arşivi » Türk Otorinolarengoloji XXXV. Ulusal Kongre Özetleri » 2013 » Objektif Vertigo Semptomlarının Ayırıcı Tanıdaki Önemi
 

Objektif Vertigo Semptomlarının Ayırıcı Tanıdaki Önemi

Korkmaz H., Korkmaz M.

AMAÇ:Başdönmesi toplumda sık karşılaşılan ve hasta ve hasta yakınları için kaygı verici olan bir durumdur. Çoğu baş dönmesinde semptomatik tedavi yaklaşımı yeterli olsa da kimi baş dönmeleri hayati tehlikesi olabilen patolojilerden kaynaklandığı için kesin tanıya ulaşmak önemlidir. Etyoloji çoğunlukla periferik veya santral sinir sistemi kaynaklıdır. Ayırıcı tanıda ilk hedeflenen kaynağın santral sinir sistemi veya periferik vestibüler sistemlerden hangisinden kaynaklandığını ortaya koymaktır. Kaynak ortaya koymak istendiğinde hasta hikayesi oldukça faydalıdır. Şikayetlerin merkezi veya periferik denge sistemi yetmezlik özelliklerini taşıyıp taşımadığı araştırılmalıdır. YÖNTEM-GEREÇLER:Bu retrospektif çalışmada 1 Ocak 2011 - 31 Mayıs 2013 tarihleri arasında Ordu Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde baş dönmesi şikayeti ile Kulak Burun Boğaz polikliniğine başvuran hastaların öyküleri incelenmiştir. En sık karşılaşılan periferik vertigo hastalıklarından olan Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo (BPPV) ve Meniere Hastaları çalışmaya dahil edilmiştir. Çalışma kapsamında, objektif vertigo şikayeti olarak tarif edilen ve çoğunlukla periferik vertigo patolojine işaret ettiği kabul edilen, vertigo sırasında hastanın kendisi mi yoksa etrafı mı dönüyor, ikinci olarakta hasta gözü açık olunca mı veya kapalı olunca mı rahat ediyor sorgulamaları ele alınmıştır. Sonuçlar X2 testi ile analiz edilmiştir. BULGULAR:Çalışmaya 106’sı BPPV tanısı, 27’si Meniere Hastalığı tanısı almış olan 133 hasta dahil edilmiştir. Baş dönmesi atağını tarif etmesi istendiğinde hastaların 86’sı (% 64.7) eşyalar dönüyor (objektif vertigo ), 21’i (%15.8) kendim dönüyorum (subjektif vertigo) cevabını verirken, 26 (% 19.5) hasta dönmeyi izah edememiştir. BPPV hastalarının % 64.2’si ve Meniere Hastalarının % 66.7’si objektif vertigo tarif etmiştir. BPPV ve Meniere Hastalığı arasında istatistiksel fark görülmemiştir. İkinci kıstasa geçildiğinde, hastaların 13’ü (%9.8) gözü açıkken, 44’ü (%33.1) gözü kapalı iken rahat olduğunu belirtirken 76’sı (%57.1) gözünün açık yada kapalı olmasının baş dönmesi açısından fark yaratmadığını belirmiştir. BPPV hastalarının %12.3’ü gözü açıkken rahat olduğunu belirtirken, Meniere Hastalarının hiç biri "gözüm açıkken rahatım" cevabını vermemiştir. Ancak, her iki hastalık birbiri ile kıyaslandığında, verilen cevaplar arasında istatistiksel olarak fark görülmemiştir. SONUÇ:Periferik vestibüler hastalıklarda hastaların objektif vertigo tarif etmeleri beklenir. Bizim çalışmamızda da hastaların % 64.7’si objektif vertigo tarif etmiştir. Çalışmamızdaki bulgular literatür verileri ile uyumludur. İkinci ölçüt değerlendirmemizde, klasik olarak beklenen "gözüm açıkken rahatım" cevabını, hastaların yalnızca % 9.8’i vermiştir, ki bu beklentinin aksinedir. Atak sırasında hastanın gözünü kapatmayı tercih etmesi, lezyonun merkezi olduğunu, periferik patoloji olmadığını göstermez.

Türk Otorinolarengoloji XXXV. Ulusal Kongre Özetleri PS3-027

Kullanım Şartları
 LookUs & Online Makale